Beden dili, insanların duygularını, düşüncelerini, niyetlerini ve iletişimlerini ifade etmek için bedenlerini kullandıkları doğal bir iletişim şeklidir. Sözcüklerin ve ses tonunun ötesine geçen, jestler, mimikler, duruş ve fiziksel hareketler aracılığıyla iletilen iletişimdir.
Beden dili, sözlü iletişimin tamamlayıcısı veya destekleyicisi olarak hareket eder. Birinin beden dili, konuşma içeriğini destekleyebilir veya çelişebilir. Örneğin, bir kişi "evet" dediği halde kafasını sallamıyorsa veya yüz ifadesi endişeli görünüyorsa, beden dili, sözlü ifadelerle çelişen bir mesaj iletebilir.
Beden dili aşağıdaki unsurları içerebilir:
Mimikler: Yüz ifadeleri, duyguların en yaygın göstergelerindendir. Mutluluk, üzüntü, kızgınlık, şaşkınlık gibi duygular, yüzdeki kas hareketleriyle ifade edilir.
Göz Teması: Göz teması, iletişimde karşılıklı güven, ilgi veya dikkati gösteren önemli bir unsurdur.
Gest ve Hareketler: Ellerin ve kolların kullanımı, beden dilinde önemli bir rol oynar. El kol hareketleri, konuşmanın vurgusu, duyguların ifadesi veya anlatılan hikayenin desteklenmesi gibi birçok amaca hizmet edebilir.
Durum ve Pozisyon: Bir kişinin duruşu ve vücut pozisyonu, o kişinin kendine olan güvenini, rahatlığını veya gerginliğini yansıtabilir.
Dokunma: Dokunma, duygusal bağlantı, destek veya güç göstergesi olarak kullanılabilir.
Beden dili, iletişimde sözcüklerin ötesinde önemli bir rol oynar. İnsanlar, karşılıklı olarak beden dillerini okuyarak iletişim kurarlar ve karşısındaki kişinin gerçek duygularını veya niyetlerini anlamaya çalışırlar. Bu nedenle, etkili iletişim için beden dili becerilerinin geliştirilmesi önemlidir.
İnsan beyninde çözülemeyecek kadar zor, tahmin edilemeyecek kadar karmaşık duygular ve arzular vardır. O arzuların karanlık olanlarına gelince; işte onlar oldukça soğuktur ve kişiyi adeta buzdan bir kütleye çevirir. Gözleri kör eden bu ürkütücü ruh halleri, insanın aklının ucundan bile geçiremeyeceği şeyleri yapmasını sağlar. Benim işim, karanlıkta kalmış bu insanların yol açtığı kötülükleri sona erdirmek.